GC'de bir Alanya masalı

Uluslararası medya kuruluşu Global Connection (GC), Türk turizminin tanıtımı amacıyla Rusya ve Almanya’nın etkili gazeteleri ile geçtiğimiz haftalarda ortak yayına imza attı.

GC'de bir Alanya masalı

Uluslararası medya kuruluşu Global Connection (GC), Türk turizminin tanıtımı amacıyla Rusya ve Almanya’nın etkili gazeteleri ile geçtiğimiz haftalarda ortak yayına imza attı.

04 Nisan 2017 Salı 23:12
GC'de bir Alanya masalı
 Hollywood sinemasının önde gelen oyuncularından Nicole Kidman’lı kapakla piyasaya çıkan yayın, Die Welt ve Welt Kompakt ile birlikte Alman okuyucularla buluştu. 12 sayfalık özel ekte Alanya'ya da 1 sayfa yer verildi.  Özel röportajların yer aldığı sayıda yerleşik Almanlar Alanya’dan övgüyle bahsediyor. İste “Almanların harikalar diyarı: Alanya” başlığı ile Die Welt ve Welt Kompakt’ta verilen o röportaj:  
JULİA ALAETTİNOĞLU: “Küçük Almanya olarak adlandırılan turizm cenneti Alanya, Alman turistlerin gördükleri anda etkisinden kurtulamadıkları bir cennet adeta. Burası tarihi dokusu, doğa harikası mağaraları, denizi ve lezzetli mutfağı ile bir insanın sonsuza dek kalmak isteyeceği masalsı bir yer.  Ben bu masalı 1990 yılından bu yana bu yaşayan şanslı kişilerden biriyim. Almanya’dan Alanya’ya kadar uzanan hikâyemden burada yaşayan birçok Alman arkadaşımıza kadar sahil kenti Alanya’yı benimle keşfe çıkmaya hazır mısınız?
BİR ALANYA MASALI
Hikâyem 1987 yılında annemin geçirdiği bir rahatsızlık sonucunda teyzemin anneme moral olması amacıyla Alanya’ya tatile getirmesi ile başladı. Bir sene sonra onları büyüleyen bu tatil beldesini birlikte tekrar ziyaret geldik. Bu seyahat yaşamımı tamamen değiştirdi. Aynı annem ve teyzem gibi buraya hayran kalmanın dışında hayat arkadaşım ile de bu seyahatte tanıştım. Buna ilk görüşte aşkta diyebilirim. Hem Alanya’ya hem de Türk eşime ilk bakışta aşık oldum. 1990 yılında Alanya’ya taşınma kararı aldım ve o tarihten bu güne Almanya’ya sadece tatil için gidiyorum. 27 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ve bugün Alanya’da herkes tarafından sevilen ve tanınan biri olmanın beni ne kadar mutlu ettiğini anlatamam. Uzun yıllar Alanya gazetesinde çalıştım ve Kanal A’da turizm, etkinlik ve siyasi konularda Alanya’da yaşayan Almanlara yönelik bir program yaptım.  Türkiye’ye geldiğim ilk zamanlarda sadece Türkçe öğrenmeye odaklandım. Bir turist gibi yaşamak istemedim, uyum sağlamak istedim. İnsanlarla iletişim kurmak ve bir Alanyalı gibi yaşamak istiyordum. Yapmak istediğim şeyi başardığımı anlamam ise yaklaşık bir yıl sürdü. Bir sabah uyandım ve bir de baktım Türkçe konuşabiliyorum. Aldığım dersler işe yaramıştı. Türkçe konuşmak bana pek çok kapı açtı. En önemlisi de bu dili konuşarak insanların kalbinin kapısını araladım. Dil her şeyin anahtarı. Birbirinden yetenekli ve akıllı iki oğlum var. Onlarla Almanca konuştuğum için her ikisi de Almanca ve Türkçeyi ana dilleri gibi konuşuyorlar. Annelik, gazetecilik ve televizyon programcılığının yanında eşimle birlikte Mimoza adlı bir hamam işletiyor ve Sosyoloji bölümünde okuyorum. Kendimi her zaman geliştirmeye ve öğrenmeye açık bir kişiliğe sahibim. Alanya’nın benim üstünde yarattığı etkinin benzerini Alman arkadaşlarımda yaşadıklarını anlatıyor ve hala yaşamaya devam ediyorlar. Özellikle 20 yıldır düzenli olarak Alanya’ya tatile gelen arkadaşlarım var. Buraya bir defa gelenler bir daha vazgeçemiyor.
‘EN SAĞLIKLI VE LEZZETLİ YEMEK KÜLTÜRÜ TÜRK MUTFAĞINDA’
Alanya’da özellikle labada ve lumba dolması çok ünlü. Ama benim favorim zeytinyağlı yemekler. Alanya’da organik gıdalar çok bol. Türk yemekleri ise çok lezzetli ve sağlıklı. Türk mutfağını çok seviyorum ama Alman ekmeklerini özlediğimi itiraf etmeliyim. Özellikle Almanya’yı ziyarete gittiğimde bol bol yiyorum ve Türkiye’ye dönerken bu leziz ekmekleri yanıma almayı unutmuyorum. Bir Alman arkadaşım beni Alanya’ya ziyarete geldi. Tabi ona da anlata anlata bitiremedim bu cenneti. Beraber Kalehisar Kaleiçi’ndeki nefes kesici manzarası ile insanı büyüleyen Alaturka Restaurant’a gittik. Bu arada Alanya’yı kuş bakışı görebileceğiz Kaleiçi’ndeki Muhtarın Yeri de çok başarılı bir restoran, kesinlikle öneriyorum. Birlikte bir yandan Türk kahvelerimizi yudumlarken bir yandan da kentin gidilmesi görülmesi gereken yerleri hakkında bilgi verdim. Kahvelerimizi bitirdikten sonra bu güzel manzaranın bize kuş bakışı sunduğu tarihi yerleri keşfetmek için yola koyulduk. Şimdiki durağımız tarihi kentin sembolü olan 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseri Kızılkule. Ardından Alanya Kalesi’nin içindeki tersaneleri ve arkeoloji müzesini ziyaret ediyoruz. Birlikte tarihin koridorlarında dolaşırken arkadaşım da şehrin doğal güzelliklerinden bahsettim. Binlerce sarkıt ve dikitlerle süslü doğa harikası Damlataş Mağarası, adını Antik Mısır'ın son Helenistik kraliçesi Kleopatra'dan alan Cleopatra Plajı ve Toroslardan doğan Dim Çayı’nı da keşfetmeden olmaz tabi. Alanya gerçekten de yerli yabancı, tüm turistlerin hayran olduğu doğal güzelliklerle dolu. Bunu anlamak için yakından görmek lazım. Alanya’da söylenen bir sözü paylaştım. ‘’Bir kez Alanya’ya gelen her zaman gelmeye devam eder’ diyerek en kısa zamanda tekrar görüşmek üzere arkadaşımla vedalaştım. Gerçekten de Alanya’nın havasında özel ve büyülü bir şeyler var. İnsanları kendisine çekiyor ve bir daha bırakmıyor. Tekrar tekrar gelmek istiyorsunuz. Biz gerçekten bir cennette yaşıyoruz ve bunu görmek için herkesi buraya bekliyoruz.
ALANYA’YA GELEN BİR DAHA DÖNEMİYOR
1989-1990 yıllarında Almanlar ve Avusturyalıların ilk sıralarda yer aldığı bu sahil kasabasında günümüzde Ruslar, İngilizler, Almanlar ve İskandinav ülkelerinden birçok insana ev sahipliği yapıyor. Şu an Alanya’da yaşayan 38 bin yabancı var. Burası iklimi, rahat yaşam koşulları, insanların sıcaklığı, emekli maaşlarıyla bir cennetin olanaklarına sahip olmak isteyen herkes için mükemmel bir yer. Halk arasında buraya ‘Küçük Almanya’ denmesi boşa değil.  Özellikle Alman Kilisesi’ni ziyaret ettiğinizde de bunu yakından görmek mümkün. Size adeta kucak açıyorlar. Emekli olan papazlar 9 ayda bir dönüşümlü olarak hem tatil hem de dini görevlerini yerine getirmek için Alanya’ya geliyorlar.”
‘TÜRKİYE GÜVENLİ BİR ÜLKE’
Alanya Turistik İşletmeciler Derneği Başkanı Burhan Sili ise Alanya’da yaşayan yabancıların turizme katkılarını anlattı.  Sili “Turizm barış ve huzur ortamında gerçekleşen bir olgu” diyor ve ekliyor: “Bu anlamda değerlendirdiğimizde, buraya yabancıların yerleşmiş olması Türkiye’nin ne derece huzurlu ve güvenli bir ortam olduğunu gösteren bir gösterge diyebiliriz. Düşünün Alanya’nın merkezinde yaşayan yaklaşık 100 bin yabancı var ki, Alanya’nın toplam nüfusu 300 bin civarında. Yani burada yaşayan 100 bin kişinin yüzde 25’ini yabancı nüfus oluşturuyor. Ağırlıklı olarak Almanya, Hollanda, İrlanda olmak üzere 49 farklı ülkeden insan yaşıyor burada. Biz bu dostlarımıza ‘Yeni Alanyalılar’ diyoruz. Bizim için hepsi de, ülkemizdeki huzurlu yaşamlarını her fırsatta dile getiren birer turizm elçisi.”

Son Güncelleme: 04.04.2017 23:14
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner81