"Turkcistus Doğal Sağlık Ürünleri: Halk Sağlığında Tehditler ve Çözümler" kongresi Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ALTSO) düzenlendi. Konferansta konuşan Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mikdat Çakır, Türkiye'nin bitki örtüsünün en büyük zenginliği olduğunu söyledi. Türkiye'de göç veren bölgelerde toprağın verimsiz ve fakir olduğunun gerçek olmadığını, bu bölgenin aslında dünyanın en zengin yeri olduğunu kaydederek, "Bugün orman olmayan yerlerde tıbbi bitkiler rahatlıkla yetiştirilebiliyor. Hiçbir çaba göstermeden organik sanayiye yönelik tıbbi aromatik bitkiler yetiştiriliyor. Aslında bu fakirliğimiz en büyük zenginliğimiz. Ayrıca ülkemizin zengin coğrafyasında ikliminden dolayı endemik bitkilerin şifa oranı da çok yüksektir." dedi.
Bugün cistus bitkisinin de çok değerli olduğunu kaydeden Çakır, araştırmalarda Türkiye'deki antioksidan oranın bitkinin yetiştiği diğer ülkelere oranla çok daha yüksek olduğunu ifade etti. Bunu bilimsel olarak da ortaya çıkardıklarını dile getiren Çakır, "Kısacı bitkiler ülkemizin en büyük zenginliğidir. Dünyada yüzde 15'i sadece Türkiye'de yetişen endemik bitkilerdir. Ve biz bu zenginliği kullanmayı beceremiyoruz. Yani 100 bitkiden 15'i bizde yetişiyor. Avrupa'da ise yetişen bitkilerin yüzde 65'i bizde yetişiyor. Bu topraklarda yaşayanların aslında güçlü olduğunu gösteriyor" ifadelerinde bulundu.
Çakır, bu zenginliğe rağmen dünyada kirlenmenin de gittikçe arttığını savunarak topraklardaki kirlenmenin önüne geçmeye çalışılması gerektiğini ifade etti. Sağlıklı gıdaya ulaşılmadığı zaman insanların da zehirleneceğini, insan hücrelerin zamanla bozulacağını anlatan Çakır, yeni savaşlarda kitlesel ölümlerin bu yolda çok kolay bir iş olduğunu sözlerine ekledi. Çakır, ülkelerin sadece ordularla savunulamayacağını kaydetti.
Uluslararası Biyolojik ve Siber Güvenlik Derneği Başkanı Zeki Aksoy ise "Beslenme gelecekte insana yapılan saldırının temelinde yer alacak. Bu konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla temas halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün için öngörülmüyor ama gelecekte olmaz denilen şeylerin olabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Hücre yapımızı koruyacak, besleme alışkanlığımızı yeniden gözden geçirme ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum" dedi.