Bugün Türkiye'nin, 228 yıl öncesinin aklının gerisinde bir noktaya düşürülmek istendiğini savunan Budak, "Kuvvetler ayrılığı yerine, kuvvetler birliği esasına geçiliyor. Yasama, Yargı ve Yürütme arasındaki güç dengesi orantısız şekilde partili cumhurbaşkanı lehinde bozuluyor. Böyle bir rejim değişikliğinden sonra kimsenin hakkı güvence altında olamaz” dedi. AKP sözcülerinin, “Cumhurbaşkanı’na yargılama yolu açılıyor” gibi ifadelerle gerçeği çarpıttığını, sınırsız yetkiler verilen partili cumhurbaşkanı için çok güçlü bir koruma kalkanı oluşturulduğunu kaydeden Budak, şöyle devam etti: “Güçler ayrılığının temel felsefesinde; Yasama, Yargı ve Yürütme'nin birbirini denetleyebilmesi, birinin diğerinden üstün olmaması esası vardır. AKP’nin teklifinde yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı olağanüstü güçlerle donatılıyor. Cumhurbaşkanına kararname ile Yasama yetkisi veriliyor.
'BU ANAYASA KORKUNUN ESERİDİR'
Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin neredeyse tamamını atama yetkisi veriliyor. Peki, bu kadar geniş yetkili kişinin denetimi nasıl olacak? Yüce Divan’a sevk için 400 oy gerekecek. TBMM 360 oyla kendini fesih ederken, aynı TBMM, 360 oyla cumhurbaşkanını hem de kendisinin seçtiği üyelerden oluşan Yüce Divan’a gönderemeyecek. Ama Cumhurbaşkanı tek başına, hem de hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i fesih edebilecek. Meclis’in feshine 360 oy yeterken, Cumhurbaşkanı için 400 oy gerekecek. Bu kadar büyük koruma kalkanının gerekçesi nedir? Bu, büyük bir korkunun eseridir. Milletimiz, Gazi Meclis’ine sahip çıkacak, denetimsiz cumhurbaşkanına geçit vermeyecektir.”