'Kontrolü kaybettiler'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve 23. Dönem Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız, MHP tarafından 17-25 Aralık tarihleri arasındaki haftanın ‘Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası’ olarak ilan edildiğini belirterek, eşzamanlı olarak 9 şehrin merkezinde ve ilçelerinde konuya ilişkin basın açıklaması yapıldığını, bu görevin Alanya’da kendisine verildiğini söyledi.

Yıldız, “17 Aralık 2013 tarihinde ayakkabı kutuları, para kasaları ve sıfırlanamayan milyon Euro’lar ile patlak veren olayların unutturulmaması için her yıl bu hafta açıklama yapacağız, etkinlikler düzenleyeceğiz. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet olayları halkın vicdanında ve siyasette derin yaralar ve çatlaklar, yargı sisteminde Türk demokrasisini yutacak obruklar meydana getirmiştir” dedi.

"HAZIRLIKSIZ YAKALANDI"

Yıldız, açıklamasına şu cümlelerle devam etti: “Tek başına ve güçlü iktidar rehaveti AKP iktidarını rüşvet ve yolsuzluklar nedeniyle hazırlıksız yakalamış, bu yüzden telaşa kapılarak kontrolü kaybetmesine neden olmuştur. AK Parti iktidarı 12 yıldır süren yolsuzluk, rüşvet ve hukuksuzluk gibi sayısız kirli icraatlarıyla demokrasimizi zehirlemiştir. Devlet çarkını işlemez hale getirmiştir. Rüşvet, iltimas ve her türlü yolsuzluk, devleti yönetenler eliyle kolayca yapılmaktadır. AK Parti Hükümeti icraatlarını hukuka uygun hale getirmek yerine, hukuku icraatlarına uygun şekle dönüştürmektedir. AK Parti iktidarı Türkiye’nin içine girdiği yolsuzluk ve rüşvet fırtınasından çıkarmak için bir çabası olmadığı gibi, aksine rüşvet ve yolsuzlukların üstü iktidar gücü kullanılarak kalın bir sis perdesiyle örtülmektedir. AK Parti iktidarı 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının ardından, hukuki süreci tıkayarak, soruşturmaları engelleyecek tedbirler almaya başlamıştır.

"GÖZDAĞI VERİLİYOR"

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını örtebilmek için adli kolluk yönetmeliğinde değişiklik yapılmış, özel mahkemeler ihdas edilmiş, yüksek yargı sisteminde değişikliklere gidilmiş, gözaltı ve aramalar için delil yerine makul şüphe getirilmiş, yargı ve emniyet birimlerinde kıyımlar gerçekleştirilmiş, yayın yasakları getirilmiş, yazılı, görsel ve sosyal medya baskı altına alınmıştır. Bunların sonucu olarak da temel hak ve hürriyetler çiğnenmekte, masumlar, suçsuz, günahsız mağdurlar haklılıklarını ispat edememekte, şiddete haksızlığa maruz kalanlar haklarını arayacak merci bulamamaktadırlar. AK Parti iktidarı varlığı için engel gördüğü her kurumu ve herkesi torba yasalarla ortadan kaldırmaktadır. AK Parti İktidarı kurduğu rant düzeninin dışında kalanları ve Türkiye’nin milli ve üniter yapısının değiştirilmesine direnenleri de tehdit etmekte, gözdağı vermektedir.

"HIRSIZ POLİSE OPERASYON YAPAR GİBİ"

Türkiye, hukukun üstünlüğünün hakim olduğu bir ülke yerine üstünlerin hukukunun egemen olduğu ülke haline getirilmiştir. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yolsuzluk ve rüşvet dosyaları üzeri örtülemeyecek ölçüde büyüktür. 17-25 Aralık rövanşı olarak yapılan operasyon, hırsızın polise operasyon yapması olarak tanımlanabilecek boyuttadır. Türkiye her sabah ‘Kime operasyon yapılacak?’ diye uyanılan bir ülke haline gelmiştir. Yürütme organının yasama ve yargıyı kontrolüne alması, medyayı baskı altında tutması sivil bir darbedir. MHP’ye göre Türkiye’de kaynağını millet iradesinden almayan hiçbir gücün devleti yönetmesine ve yönlendirmesine fırsat verilmemelidir. Her türlü darbe girişimleri ciddiye alınmalı, ancak bu durum hükümetin yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları karşısında hesap vermekten kaçmasına bahane olmamalıdır.

"ER GEÇ BÜTÜN SUÇLULAR ADALETLE YÜZLEŞECEK"

Türkiye demokrasisi hukukun askıya alındığı, küresel güçlere hizmet eden totaliter bir rejime doğru sürüklenmektedir. Türkiye’yi meşgul eden sanal gündemlerle, AK Parti iktidarı hukuku, anayasal düzeni, demokrasiyi, milli ve üniter yapıyı, basın özgürlüğünü, yeni Türkiye palavralarıyla askıya almaktadır. ‘Ne istediniz de vermedik’ itirafı, hükümetin şimdiye kadar kimlere nelerin verildiğinin, nelerin de istenilip verilmediğinin açıklamasını AKP iktidarının açıklaması gerekir. Zalime ses çıkarmamak, zalimden mazlum üretmek, haini masumlaştırmak korkunç bir zulümdür. AK Parti iktidarı yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını, hırsızlıkların ve yolsuzlukların unutulacağını sanmaktadır. Hiçbir suçun ilelebet gizlenmesi mümkün değildir. Er ya da geç bütün suçlular adaletle yüzleşecek, kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. TBMM’de bakanlar, başbakanlar hakkında kurulan soruşturma komisyonlarına şimdiye kadar yayın yasağı konulmamış, yargılama yapılmıştır.

"ÇOK LAF YALANSIZ ÇOK MAL HARAMSIZ OLMAZ"

İktidar mensupları çok laf üretmekte, fazla konuşmaktadırlar. İktidar mensupları servetlerini katlamakta, şatafat içinde yaşamaktadırlar. ‘Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz’ sözü bunlar için söylenmiş olsa gerek. Türkiye’nin bir yıl boyunca konuştuğu 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını unutturmak için yapılan paralel yapı operasyonları hafızaların tazelenmesini sağlamıştır. Her devrin sonu olduğu gibi AKP iktidarı da kuruluş ve yükseliş dönemlerinin ardından çöküşle sona ermek üzeredir. AKP iktidarı çöken her iktidar gibi çöküşünü geciktirmek için her türlü hukuksuzluğu denemektedir. AKP iktidarı önce Türk milletinin vicdanında yargılanacak, sonunda adalete hesap verecektir.”