Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin düzenlediği 1. Uluslararası Turizm Forumu, dünya genelinde pandemiden en çok etkilenen turizm sektörünü ‘Yeniden Doğuş’ sloganıyla bir araya getirdi.
Uluslararası turizm profesyonellerinin ve sektör temsilcilerinin katılımlarıyla 20-21 Nisan 2021 tarihleri arasında online olarak düzenlenen forumun, ikinci gününde gerçekleşen Turizmin Yeni Rengi ‘Yeşil’ adlı oturumun katılımcılarından birisi de Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’tı.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Ofisi Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin moderatörlüğünde gerçekleşen oturuma, Çeşme Belediye Başkanı Muammer Ekrem Oran, Green Destinations Türkiye Ülke Temsilcisi Prof. Dr. Tuncay Kuleli, UNDP Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme Portföyü Yöneticisi Mustafa Ali Yurdupak da katıldı.
Turizmin Yeni Rengi ‘Yeşil’ Oturumu’nun çok iyi bir konu olarak seçildiğini ifade eden Başkan Aras, “Salgınla beraber yoğun göç alan kıyı kentlerinin belediye başkanlarının da burada olması dolayısıyla, bu nüfus artışının avantajlarından ve dezavantajlarından bahsetmemiz gerekiyor. Bodrum özelinde geçtiğimiz yıla nazaran bu yıl tam iki buçuk kat nüfusumuz arttı. Normalde 200 bin iken, kış döneminde şu anda 500 bin kişiye hitap etmeye başladık. Herkes bu yoğun nüfus artışının getirdiği olumsuzluklarla mücadele ediyor. Sadece biz değil doğa ve çevre de bundan çok ciddi etkileniyor. Yoğun göç, kıyılarda yapılaşma baskısı, inşaat artışı inanılmaz şekilde doğayı tahrip ediyor. Altyapı yetersizliği sonucunda da deniz ve çevre kirliği, bitki örtüsünün tahribi, rüzgar rejimi gibi ciddi tehditlerle karşı karşıyayız” dedi.
Yoğun göç dolayısıyla, doğal dengeyi koruma noktasında zorlandıklarını belirten Başkan Aras, “2 yılda, Bodrum’un yüzde 40’ını ancak kanalizasyon ile buluşturabilmişiz. Şu anda her tarafta altyapı çalışması var, özellikle kanalizasyon konusunda. Kanalizasyon eksikliği ve arıtma tesisi eksikliği çevre kirliğinin en büyük sebeplerinden birisi. Yoğun yapılaşmanın getirdiği olumsuzluklar da mevcut. Hafriyat kirliliği gibi. Bodrum bir şantiye gibi şu an. Bu da bizim işimizi oldukça zorlaştırıyor. Bir taraftan da çok büyük sermaye göçü var. Bu yatırımların önünde durmak da çok zor. Bu iki taraflı bir denge. Çünkü zaten zamanında imara konu edilmiş ve henüz yapılaşmamış bir sürü alan var. Biz yeni bir imar alanı yaratmıyoruz yani. Mevcut imar planlarıyla imara açılan arazilerin, yüzde 40’ı boş durumda yapılaşmayı bekliyor. Bu da ister istemez korumaya çalıştığımız dengeyi bozan şeyler” diye konuştu.