Her seçimin sadece bir şehrin değil, ülkenin kaderini belirlediğini aktaran Çavuşoğlu, "Özellikle dış politikanın başarılı yürütülmesi bakımından ülkenin istikrarı çok önemli. Sanatçılar, iş adamları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri açısından ülkemizin huzuru, istikrarı, barışı çok önemli. İçeride ne kadar güçlü olursak dışarıda o kadar güçlü oluyoruz. Ekonomimiz ne kadar güçlü ise girişimci ve insani dış politikamızı o kadar başarılı uygulayabiliyoruz. Aksi takdirde hamasetten öteye gidemiyoruz. O bakımdan her seçim ülkenin istikrarı ve geleceği bakımından önemlidir. Ayrıca ülkemizin demokrasisi ne kadar güçlenirse dışarıda devletimizin imajı bakımından tüm uluslararası alanda gücümüzün artması bakımından da önemlidir." diye konuştu. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, iş adamlarına dünyanın farklı noktalarında yeni fırsatların oluşturulması, insanların seyahat özgürlüğünün tam sağlanması için birçok alanda çalıştıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, ikili ilişkileri üst seviyeye çıkarmak ve küresel sistemin daha adaletli olması için yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
‘BU SORUNLARA NASIL ÇÖZÜM BULABİLİRİZ’
"Dünyanın her yerinde sorunlar ve fırsatlar var" diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi: "Bu sorunların üstesinden gelebilmek için neler yapabiliriz? Ülkemizin ve milletimizin önüne çıkan fırsatlardan nasıl yararlanabiliriz? Bunlara kafa yoruyoruz. Tüm bunları iyi bir şekilde değerlendirebilmek için dünyadaki gelişmeleri çok iyi takip ediyoruz. Bugün bir geçiş dönemi yaşadığımız bir gerçek. Tek kutuplu bir dünya mı var? Yoksa çok kutuplu bir dünya mı var? Yavaş yavaş soğuk savaş dönemindeki gibi kamplaşmalar keskinleşmeye mi başladı? Ticaret savaşları, korumacılık tekrar geri mi geliyor? Bunlara karşı nasıl tavır geliştirebiliriz? Ekonominin gücü nereden nereye gidiyor? Yurt dışında ortaya çıkan fırsatlar nelerdir? Bu hepimizin kafasındaki sorular. Bunlarla uğraşırken kendi bölgemizde neler oluyor. Yaşanan gelişmelerin ülkemize etkisi ne? Biz neler yapabiliriz? Bu soruları sorarak politikalar üretiyoruz. Yıllardır etrafımızda çözümü dondurulmuş ihtilaflar var. Pek çok sorunun yanı sıra hala etrafımızda bir ateş çemberi var. Suriye, Irak, İran, Libya, Yemen ve bu coğrafyadaki diğer gelişmeler. Tabii bir de Balkanlar'daki Sırbistan, Kosova gerginliği. Türkiye olarak 'bu sorunlara nasıl çözüm bulabiliriz?' diye kafa yoruyoruz."
Küresel sistemin sorgulanır hale geldiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bugünkü küresel sistem karşı karşıya kaldığımız çatışmaları önleyebilecek mi? Beklentileri karşılayabilecek mi? Bu soruları kendimize sorduğumuz zaman, yüzde 99'umuzun 'hayır' cevabı verdiği bir gerçek. Bir sistemde arıza varsa o sistemi tamamen yok etmek mi yoksa yeniden kurmak mı lazım? Öncelikle zihinsel reforma ihtiyacımız var. Benmerkezci, korumacı, uzlaşı yerine çatışmayı tercih eden ve ön görülemeyen yönetimler ve siyaset anlayışıyla bunları ne kadar başarabiliriz? Bunlar sizleri karamsarlığa sokmasın. Tarih boyunca insanlık ve bölgemiz çok sorunlar, savaşlar, çatışmalar yaşadı. Ama bunun üstesinden bazen savaşarak geldik. Bazen acılar çekerek ders aldık. Tüm zorluklara rağmen kendi bölgesinde güçlü, ayakta kalabilen güçlü bir Türkiye'yiz. Gerek Suriye ve gerek diğer alanlarda izlediğimiz objektif, dengeli ve ilkeli politikalar sayesinde de herkesin görüşünü sorduğu bir ülke olarak istikrarımız, huzurumuz, sadece kendimiz için değil bölgemiz için çok önemli. O yüzden hangi görüşten, hangi inançtan olursak olalım bu ülke, bu şehir hepimizin. Ülkemize ve şehirlerimize hep birlikte sahip çıkalım."