Uzmanlar bağırsak sağlığı için en önemli besinlerin probiyotikler olduğunu devamlı dile getirmektedir. Sadece bağırsak sağlığını olumlu etkilemekle kalmıyor, obeziteyi, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesine yardımcı oluyor, kansere karşı vücut savunmasını güçlendiriyor.
TAM YAĞLI YOĞURT TERCİH EDİN
Yoğurt günümüzde tüm dünyada sıklıkla tüketilen en popüler fermente süt ürünleri arasında yer bulunmaktadır. Yapısında kaliteli protein, karbonhidrat ve yağ bulunur, kuru madde içeriği bakımından yüksektir. Ayrıca kalsiyum, fosfor, B grubu vitaminler gibi çok değerli besin öğelerini içerir. Süt proteini olan kazein büyük bir moleküldür ve bağırsaktan emilimi zordur; yoğurt, peynir gibi fermente ürünlere dönüştüğünde ise kazein küçük parçalara ayrılır ve proteinin emilimin de artmasını sağlar.
Yoğurtlar yağ oranlarına göre tam yağlı, yağlı, yarım yağlı, az yağlı ve yağsız olarak beş gruba ayrılır. Bazı araştırmalar doymuş yağ içeriği nedeniyle az yağlı veya yarım yağlı süt ürünleri tüketiminin daha sağlıklı olduğunu söylenmektedir.
Bu konu hakkında yapılan son çalışmalar tam yağlı süt ürünlerinin yararlı yağ asitleri olan trans palmitoleik asit ve konjuge linoleik asitten zengin olmasından dolayı kalp sağlığını koruyucu etkisinin arttığını göstermektedir.
PROBiYOTİK OLMASA DA YOĞURT TÜKETİN
Probiyotikler sindirim sistemini olumlu etkileyen bakteri grubudur. Bir besinin probiyotik olarak adlandırılabilmesi için ise sağlık üzerine yarar sağlayan canlı mikroorganizmaları yeterli miktarda içeriğinde bulundurması gerekir. Marketlerde satılan pastörize ya da uzun ömürlü yoğurtlar üretim aşamasında fermantasyonun ardından ısıl işleme maruz bırakılır. Böylece raf ömürleri 6-8 hafta ile 6-12 aya kadar uzatılmış olur. Ancak ısıl işlem sonucunda yararlı bakterilerin enzimleri inaktive olur, canlı bakterilerin sayısı azalır ve probiyotik olarak adlandırılmak için yetersiz kalır.EV VE MARKET YOĞURDU YİYEBİLİRSİNİZ
Son yıllarda marketteki yoğurda karşı bir güvensizlik oluşmuş durumda. Market yoğurtlarının kimyasal madde katılarak ekşimesinin önlendiği ve raf ömrünün artırıldığına dair konuşmalar var. Oysa fermente süt ürünlerinin tümü antibiyotik, deterjan kalıntısı gibi kimyasallara çok duyarlıdır; eğer bir süt kimyasal içeriğine sahip ise bu sütten zaten yoğurt yapılamaz.
Yoğurdun raf ömrünün uzaması, geleneksel yoğurt üretiminde kullanılan yoğurt mayasının değiştirilmesi, ambalajların kalitesinin artması, teknolojinin gelişmesi ve hijyenin iyileşmesi ile sağlanmaktadır. Bu sebepten dolayı kalitesine güvendiğiniz firmaların yoğurtlarını gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.
Yoğurtlar üzerine yapılan bilimsel olmayan karşılaştırmalarda endüstriyel yoğurttaki yararlı canlı bakteri sayısının biraz daha fazla olduğu belirlenmiştir. Fakat bu evde yaptığınız yoğurdun yararsız olduğunu göstermiyor. Ev yoğurdunun ve markette satılan yoğurtların besin öğesi içeriklerinin birbirinden çok farklı olmadığı ve besleyici öğelerinin benzer olduğu göz önünde bulundurulduğunda her iki yoğurdu da tüketmenin yararı net olarak karşımıza çıkıyor.
SİNDİRİMİ RAHATLATIR
Yoğurt yaygın olarak bağırsak sağlığını olumlu etkilemesi, sindirimi kolaylaştırması ve ishal tedavisinde kullanılmasıyla bilinir. Bunların yanı sıra güncel çalışmalarda yoğurdun kilo kaybını destekleyerek obezitenin önlenmesinde yarar sağlayabileceği, diyabet yönetiminin etkinliğini artırabileceği, kan yağlarını düzenleyerek kalp-damar hastalıklarını önleyebileceği, karaciğer problemlerinin önüne geçebileceği ve kansere karşı vücut savunmasına destek olacağı belirtilmiştir.
