Bu ülkenin inançlı ve vatansever insanları 15 Temmuz gecesi o hain kalkışmaya karşı çıkmamış olsaydı ülkemiz geri dönüşü olmayan bir karanlığa mahkûm olacaktı. Yola çıktığı ilk günden bu yana milletin gücünü ve desteğini yanına alan Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, yaşananlar karşısında vakur duruşu ile milletimize yol göstererek ülkemizin kaderini değiştirdi. Bu kader ümmetin kaderidir. Bu kader Müslüman Coğrafyasının kaderidir. 15 Temmuz bu bakımdan ülkemizin olduğu kadar Müslüman Coğrafyası için de son derece önemli ve anlamlıdır. Hiçbir zaman unutmamamız gereken bir husus da o karanlık ve uzun gecede Türkiye'yi aydınlatan, ülkeyi büyük bir felaketin eşiğinden çekip kurtaran vatandaşlarımız içinde şehit ve gazilerimizin yeri daima en üst noktadadır. Gözünü bile kırpmadan ülkesi için canını feda eden 15 yaşındaki Urfalı Halil İbrahim’i, darbe teşebbüsünün seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’i, Antalyalı şehitlerimiz Muhammet Oğuz Kılıç’ı, Yasin Ağaroğlu’nu ve diğer demokrasi şehitlerimizi unutmadık, asla unutmayacağız.
Bugün itibariyle 2. yıldönümünü idrak ettiğimiz “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” vesilesiyle bir kez daha belirtmek isterim ki, şanlı geçmişimizden devraldığımız 15 Temmuz direniş ve diriliş ruhu, bizlere rehberlik etmeye devam edecektir. Ülkemizin FETÖ ve benzeri her türlü vesayet ve terör odaklarına yönelik haklı mücadelesinin büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürüleceğinin en önemli göstergesi milletimizin birlik ruhu ve liderine sadakatidir. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımızı, FETÖ terör örgütünün katiyen içine alamadığı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şerefli mensuplarını, kahraman emniyet teşkilatımızı, şehitlik ve gazilik mertebesine nail olan kahramanlarımızı minnet ve şükranla yâd ediyorum. Milletimizin ve Antalyalı hemşerilerimin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."