Ortadoğu’daki kasvetli manzaranın barışın ulaşılabilir olduğu gerçeğini gölgelememesi ve barışın sağlanmasının esas temelinin, devletlerin toprak bütünlüğünün korunması olması gerektiğine değinen Çavuşoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:"Bu, başkalarını feda etme pahasına ve dış güçlerin desteğiyle yalnızca distopyalarını sürdürmek üzere var olan, DEAŞ ve YPG /PKK teröristleri de dahil olmak üzere, tüm güçlere karşı çıkmak demektir. Bu örgütlerin bitmek bilmeyen katliam vizyonuna karşı gelinmeli ve bu vizyon mağlup edilmelidir."
Çavuşoğlu, makalesinde DEAŞ hakkında şunları kaydetti:"DEAŞ askeri olarak büyük ölçüde yenilmiştir, fakat bu sadece ABD tarafından eğitilen ve silahlandırılan grupların son bir darbesi sayesinde olmamıştır. DEAŞ, Irak ordusunun ve Türkiye’den faaliyet gösteren küresel bir koalisyonun azimli çabaları sayesinde mağlup edilmiştir. DEAŞ’ın zayıf yönleri, Türkiye’nin DEAŞ’a doğrudan müdahale ederek tahmin edilebileceği üzere onları Kuzey Suriye’deki Cerablus’ta bozguna uğratan tek NATO ordusu olmasıyla bariz şekilde açığa çıkarılmıştır. Yabancı terörist savaşçılara karşı en geniş yasaklı listesine sahip olan ve dünyanın en büyük sivil DEAŞ karşıtı güvenlik harekatını yürüten Türkiye’nin de dahil olduğu koalisyonun azimli çabaları ile DEAŞ’ın yeniden bir araya gelme olasılığı engellenmektedir. DEAŞ, El Kaide ve onlara bağlı diğer örgütlerin ideolojilerine olan ilgi kolaylıkla ortadan kalkmayacaktır. DEAŞ’tan önce de sokaklarımızda terör eylemleri gerçekleştirildi ve bu tür eylemler DEAŞ'ın Ortadoğu’daki silahlı harekatlarından bağımsız olarak devam edecektir. Terörizme karşı mücadele; istihbaratın zamanında toplanması, mali tedbirler, saflara yeni üyelerin katılmasını engellemek ve radikalleşme tedbirlerine daha fazla vurgu yaparak bütün gayretle devam etmelidir."