Alanyalı yazar Mollaosmanoğlu Frankfurt'ta kitabını imzaladı

Alanyalı Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, Frankfurt Kitap Fuarı'nda yeni kitabı "Domuz Kasabı" romanını imzaladı.

Alanyalı yazar Mollaosmanoğlu Frankfurt'ta kitabını imzaladı

Alanyalı Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, Frankfurt Kitap Fuarı'nda yeni kitabı "Domuz Kasabı" romanını imzaladı.

23 Ekim 2016 Pazar 21:00
Alanyalı yazar Mollaosmanoğlu Frankfurt'ta kitabını imzaladı
Alanyalı Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, Frankfurt Kitap Fuarı'nda yeni kitabı "Domuz Kasabı" romanını imzaladı. Fuarda Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan Türkiye ulusal standında, yeni romanı "Domuz Kasabı"nı imzalayan Mollaosmanoğlu, kitabını ilk kez Frankfurt Kitap Fuarı'nda okuyucuyla buluşturan ilk Türk yazarı oldu. İmza etkinliğinde konuşan Mollaosmanoğlu, yazarların yazdığı kitapları anlatmasının zor olduğunu belirterek, "Kitaplar fazlasıyla duygulara ve kavrayış biçimlerine hitap ederler. Kitabım gerilim-kurgu türünde bir roman. Kitapta gerilim unsuru olarak da domuzu kullandım, bu dünyada pek tercih edilen bir kurgu türü değildir ama işin bir de sosyal boyutu var." dedi.
ALANYA’DA DOMUZ KASABI AÇILMIŞTI
Mollaosmanoğlu, Alanya'da yaşadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“1990'lı yılların başında Alanya'da ilk defa bir domuz kasabı açıldığı zaman büyük sansasyon olmuştu. Bir kısım insanlar yabancıların, Hristiyanların yaşadığı bir şehirde bunun ne kadar gerekli olduğunu anlatmaya çalıştı, bir kısmı da şiddetle karşı çıktı ama sonradan kanıksandı. Alanya'nın 1990'lardan itibaren bir domuz kasabı oldu ve yıllarca sürdü. Enteresan olan ise, benim kitabımın çıkmasından bir hafta önce bu domuz kasabı kapandı."
Çocukluğumdan itibaren domuz kelimesinin halk arasında kullanılmadığının dikkatini çektiğini aktaran Mollaosmanoğlu, "Sonuç itibariyle domuz Allah'ın yarattığı canlılardan bir tanesi, buna lanetli hayvan gibi yaklaşmanın amacı neydi hep merak ettim. Domuza bu şekilde yaklaşmak bana göre muhafazakarlığın çok fazla öne çıkmaması gereken unsurlardan bir tanesiydi." diye konuştu.
‘MESELESİNİN SOSYAL BOYUTUNU İNCELEDİM’
Mollaosmanoğlu, şöyle devam etti:
"Domuz Allah'ın yarattığı canlılardan biri olduğu için lanetlenmemesi gerekiyor, dinimizce yenmesi yasaklanmış ki kitabımda zaten belirli yerlerde neden etinin yenmeyeceğini, adının neden kullanmamız gerektiğini ara ara kullandım. Kitaba bir de Türk destanı yerleştirdim, Türkmen ilinde Dilşat Hatun adındaki bir prensesin Çin sarayına esir olması, Çin imparatorunun da onun adını 'İpar' olarak değiştirmesini arka planda işledim. Sonuç itibariyle kitapta gerilim ve kurgu boyutunu oluştururken aynı zamanda domuz meselesinin sosyal boyutunu da işledim."
Son Güncelleme: 23.10.2016 21:01
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner81