'Karamsar olmayın, geleceğe umutlu bakın'

'Turizm sektörü sadece Antalyamızın değil, Antalyamız ile birlikte Türkiye'nin de en önemli atar damarlarından bir tanesi' diyerek sözlerine başlayan Türel, "Turizm sektörü için yerel yönetimler, hükümet ve sektörün içindeki arkadaşlar büyük bir işbirliği içersinde çalışıyoruz ve bu çalışmalarımız kapsamında da bir çok sıkıntılı süreci de atlatmaya çalışıyoruz. Geçen yıl olağanüstü bir seneydi, sizler Körfez krizini yaşadınız, kuş gribini yaşadınız, birçok sıkıntıyı yaşadınız. Kriz yönetiminde de vefkala bir sektör olmuşuz. Ama geçen yılki sorunların büyük bir bölümü bizim irademiz dışında gelişen sorunlardı. Hem terör sorunu, hem de dünyada olumsuz siyasi gelişmeler bizi de tabi derinden etkiledi. Hükümetimizin yapması gereken teşvikler içerisinde az veya çok yapılmaya çalışıldı. Yıl sonuna geldiğimizde aşağı yukarı 6.2 milyon turisti Antalya'da ağırlamayı başardık. Başardık diyorum çünkü dünyanın hangi ülkesinde bizim yaşadıklarımızın benzeri yaşansa bırakın 6 milyon rakamları 60 bin rakamları bile bulabilmek mümkün değildir. Bu sizler sayesinde gerçekleşti. Kriz yönetiminde gerçekten tecrübeli bir sektörümüz vardı. Tabi ki her şeye rağmen yaşadıklarımız bizim için ciddi problemli bir seneyi hatırlatacak ama bunu da hatırlıyorken de umuda geleceğe daha iyi bakmak zorundayız. Onun için bu seneyi değerlendirdiğimizde geçen seneye oranla bu yılın daha iyi geçeceği bir sene olması kuvvetle muhtemeldir. Turizmci arkadaşlarımız ile Avrupa pazarında temaslarda bulunduk. Alanya’mıza, Antalya’mıza daha çok turist gelmesi yönünde Avrupa'daki medyanın üst düzey temsilcileriyle toplantılar yaptık, tur operatörleri ile bir araya geldik” dedi.

SEKTÖR BİRAZ OLSUN RAHATLAR'
Türel sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yıl Avrupa'da 5 ülkede seçim yapılacak. Bunlardan Hollanda bitti, Fransa yakında bitecek, işte en son Almanya'da beşinci seçim yapılacak Eylül ayında. Maalesef yurt dışındaki ülkelere baktığımızda bir gerçek var, aşırı sağ önlenemez bir yükseliş içerisinde. Bu milliyetçilik damarı merkezi partiler ve merkez soldaki partiler ancak Türkiye düşmanlığı ile seçim kampanyasını yürütmeye çalışıyor. Türkiye ile ilgili maalesef bu olumsuz siyasi gelişmeler, Avrupa'daki ülkeleri yönetme adına bence atılan bir adım. Umudumuzu yitirmeyeceğiz, bu siyasi gelişmeler turizmde ilk başlarda etkili oluyor ama bir süre sonra bu etkisini kaybediyor. Ben iki yıl önce TUI'nın üst düzey bir temsilcisiyle Berlin'de bir araya gelmiştim. Bize orada hitap edebileceğimiz bir ortam yarattılar, orada da bana söylenen, Yunanistan'da Çipras'ın Başbakan seçilmesinden sonra satışların sıfıra düştüğünü söylediler, Ocak, Şubat ve Mart aylarında. Neredeyse hiç satamadıklarını söylediler ama daha sonra Yunanistan satışlarında hiç bir sorun yaşamadıklarını ve hatta o seneyi ilk 3 ayda satış yapmadıkları halde o sezonu rekor bir şekilde kapattıklarını söylediler. Avrupa pazarında rezervasyon konusunda ciddi bir açılma olacağını, siyasi gerginliklerin unutulacağını düşünüyorum. Avrupa pazarında İspanya ve Yunanistan'da artık rezervasyonlarını kapatmak üzereler. Böyle olunca da fiyatlarını yüzde 30 yukarı çekiyorlar. Dolayısıyla oralarda yer bulamayan ve yer bulsa da ciddi fiyat artışlarıyla ekonomik bir tercih içerisinde bulunmak isteyen Avrupa pazarındaki misafirlerimiz muhtemeldir ki, sezonda bir dönüş sağlayabilirler. Ben de turizmcilerden öğrendiğim kadarıyla ihtiyatlı konuşmayı, ihtiyatlı yaklaşmam gerekirse de geçen yıl Avrupa pazarındaki rakamları biraz aşağısını, biraz yukarısını bulabiliriz. Almanya'dan gelen turist 2 milyon civarında, Hollanda'dan 350 bin civarında, Rusya'dan gelebilecek bir 3 milyon turistin bizi geçen yıla göre 9 milyona kadar taşıyabilir. Bu da sektörü hiç olmazsa geçen yıla oranla biraz rahatlatır, biraz daha nefes almasını sağlar."

- Mert CANTÜRK