'Emperyalizm kargaşa oluşturuyor'

Türkiye, İran ve Rusya’nın birlikte hareket etmesi, savaş ve çatışmanın bir anda durma noktasına gelmesi emperyalizmi rahatsız ettiğini söyleyen Sarıca, "Peş peşe patlamalar geldi. Rusya büyükelçisinin ölümü, Rusya uçağının düşmesi, Amerika ile Rusya arasındaki gerilim rastlantılar sonucu değil. Çünkü emperyalizm bir iç karmaşa oluşturuyor. Sonuçları kendi lehine devşirmek için her türlü yola başvurabiliyor. Zaten bir savaşın içinde bulunuyoruz. Ve artık bu savaşın bir biçimde durması, ya da ateşinin söndürülmesi gerekiyor. Arap Baharı dalgasından sonra savaş geldi kapılarımıza dayandı. Bunun böyle olacağı ta baştan beri belliydi. 1984 yılından beri süregelen Türk-Kurt savaşına yeni bir boyut kazandırılıyor. Ve artık Kürtler bir yol ayrımında. Tercihleri ya kaos oluşturamaya devam edecek ya da savaşın bitmesini sağlayacak. Biliyoruz ki emperyalizm bu barışa fırsat vermeyecek" dedi.
'MÜSLÜMANLAR TEK MİLLETTİRLER'
Sözlerine devam eden Sarıca, "Müslümanların bundan böyle birlikteliğini sağlayacak her adım atılmalı. Türkiye’de öncelikle siyasal partilerden cemaatlere, mezhep, ırk kesimlerine kadar hemen herkese sorumluluk düşüyor. Uç noktaları bir kenarda bırakmalıdırlar. Buluşma noktalarını aramalıdırlar. Hemen herkese fedakârlık düşüyor. Bundan sonra da komşu ülkelere doğru bu halka genişletilmeli.
Müslümanlar bir büyük medeniyetlerinin olduğunu bilmedirler. Müslümanlar tek millettirler. Irk ve mezhepleri farklılıkları zenginlikleridir. Bu millet tek düze bir topluluk değildir. Zenginliklerini ve farklılıklarını bir arada yaşayabildiklerini tarih boyunca yaşamışlardır, yeniden daha güzel ve iyi yaşayabilirler. Bu, çok zor bir durum değildir.Müslümanlar bu yeni hamle ile emperyalizmin oyununu bozabilirler. Biliyoruz ki onlar boş durmayacak, biliyoruz ki belki daha acılı günler olabilir ama selamete kavuşabilmenin bir başka yolu yoktur. Daha çok küçülmeye tahammülümüz olamaz, olmamalı. Birbirimizi anlamaya çalışırsak, birlikte yaşamayı güçlendirebilir geleceğimizi güvene alabiliriz." - Mert CANTÜRK